Design By Kutay NUREL

GrafikleN.Tr.Gg

Sağlık

SAĞLIK:

1.  Çok su için.
2.  Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.
3.  Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalar da üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4.  3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji, heyecan ve duygu paylaşımı).
5.  Kendinize zaman ayırın
6.  Daha çok oyun oynayın.
7.  2008'de okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun.
8.  Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.
9.  7 saat uyuyun.
10. Her gün 10–30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.
KİŞİLİK:
11. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.
13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.
14. Kendinizi çok da ciddiye almayın; kimse yapmıyor.
15. Kıymetli enerjinizi gevezelikle, dedikoduyla boşa harcamayın.
16. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
17. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz.
18. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.
19. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
20. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.
21. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.
22. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada o lduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.
23. Daha fazla gülümseyin ve gülümsetin
24. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.
SOSYAL YAŞANTI:
25. Ailenizi sık arayın.
26. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.
27. Herkesi her şey için affedin.
28. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.
29. Her gün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.
30. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü sizi hiç ilgilendirmesin.
31. Hasta olduğunuz zaman, işiniz size bakamaz ama. Aileniz ya da Arkadaşınız  bakabilir. Onlarla temasta olun.
HAYAT:
32. Doğru şeyi yapın!
33. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden uzak durun.
34. İyilikler  her şeyi güzelleştirir.
35. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.
36. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın.
37. En iyisine henüz sıra gelmedi.
38. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, buna sevinin.
39. Maneviyatınız daima mutludur. Öyleyse mutlu olun.
SONUNCUSU
ÇOK ÖNEMLİ:
40.   Lütfen bu dilekleri önemli saydığınız herkese iletin.
 

Bilimsel Olarak

'Sağlıklı yaşam için ceviz tüketin'

 
 
Sofralarımızda sıkça yer verdiğimiz, tatlılarımızın vazgeçilmez malzemesi ceviz, kabuğuyla, içiyle, hatta perde tabir edilen iç bölümünde yer alan odunsu zarlarıyla pek çok hastalığın tedavisine destek oluyor.
Sağlıklı  Beslenme Uzmanı Dr. Dilek Polat, cevizin cilt rahatsızlıklarından saç dökülmesine, tiroit hastalıklarından ağız kokusuna kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini belirtti.

Dr. Polat, kalp sağlığı açısından büyük önem taşıyan doymamış yağ asitlerini yüksek düzeyde içeren cevizin, kolesterol birikimini ve damar sertliğini önleyici etkisinin halk arasında artık daha iyi bilindiğini, bu nedenle damak zevkinin yanı sıra, birçok insanın sağlık nedenleriyle ceviz tüketmeye başladığını söyledi.

''Doğanın mucizelerinden'' cevizin farklı kullanımının ise iyi bilinmediğini ifade eden Polat, yaş ve kuru ceviz kabuklarının basit işlemlerle çok etkili sonuçlar vereceğini kaydetti.

GÜÇLÜ VE CANLI SAÇLAR

Dr. Polat, saç dökülmesine ve saçlarının yeterince canlı olmadığını düşünenlere cevizin kuru ve yaş kabuğunu öneriyor.

Polat, 20 tane cevizin sert kabuğunu 1 litre suda 10-15 dakika kaynatarak elde edilen suyun saç durulamasında kullanılması durumunda, saçların dökülmesinin son bulacağını belirtiyor.

Taze cevizin yeşil kabuğunun az suyla kaynatılması sonucu macun elde edileceğini anlatan Polat, bu macunun da saç maskesi olarak kullanılabileceğini kaydediyor.

DİNLENME, TİROİD, AĞIZ KOKUSU

Sağlıklı yaşamak ve beslenmek isteyenlerin mutfaklarından cevizi eksik etmemeleri gerektiğini ifade eden Dr. Polat, şu bilgileri verdi:

''8 tane cevizi bir bardak suda 2 gün bekletin. Günde iki ceviz olmak üzere tüketin ve cevizleri içinde beklettiğiniz suyu da için, 4 günlük kür sonunda ne kadar dinlenmiş hissettiğinize şaşıracaksınız. Cevizin arasında bulunan perdeleri atmıyoruz. 25-30 kadar ceviz perdesini bir litre suda güneş görmeyen bir yerde bir hafta bekletiyoruz. Sabahları aç karnına her gün bir bardak tüketiyoruz, tiroid hastalarına çok yardımcı olacaktır.

Ceviz yaprağını suda kaynatıp biraz zeytinyağı ekleyin. bu karışımla düzenli gargara yapıldığında ağız kokusu sorunu da ortadan kalkacaktır.''

Günde birkaç ceviz tüketmenin sindirim sistemi hastalıkları, öksürük, göğüs ağrıları gibi birçok şikayeti azaltığına işaret eden Dr. Polat, pürüzsüz bir cilt isteyenlerin de yine ceviz kabuğu suyundan yararlanabileceklerini kaydetti.

Kan şekerinizi düşürmek için en lezzetli yol!

PROF. DR. MEHMET ÖZ
PROF. DR. MEHMET ÖZ
07.02.2009
Tarçın; yumurtalı ekmeğin üstüne, elmalı turtanın ve yulaf ezmesinin içine çok yakışır. Ve kan şekerinize de iyi gelebilir. Yapılan bir araştırmada, bir aydan biraz daha fazla süre boyunca günde yarım çay kaşığı tarçın alan kişilerin kan şekerleri seviyelerinin daha iyi olduğu görülmüş.

MİKROPLARI ÖLDÜRÜR
Tarçın, muhteşem bir antioksidan ve güçlü bir mikrop öldürücü olarak bilinir. Ayrıca, tam olarak kanıtlanamasa da bu baharatın içindeki bir özün; vücudun glikozu kullanmasına yardımcı olacak insülin reseptörüne dönüştüğü gibi bir sonuç ortaya çıktı. Bu çok iyi bir gelişme çünkü kan akımınızda fazla glikoz olması organlarınızı zorlar ve diyabeti işaret edebilir. Eğer kan şekerinizi yeni ölçtürdüyseniz, biraz tarçın yiyin ve sonra (tabii hemen sonra değil) kan şekeri seviyenizi nasıl etkilediğini görmek için yeni bir ölçüm daha yaptırın. Daha sonra tarçınla birlikte şekersiz bir şeyler yiyin ve iki saat sonra kan şekerinizi ölçtürün. Bunu üç gün üst üste tekrarlayın. Ardından bir üç gün daha, tarçın kullanmadan aynı şeyleri yiyerek ve aynı şeyleri yaparak ölçüm yaptırın. BİZ size, günde yarım çay kaşığı tarçın yemenizi öneririz. Tarçını, şu şekillerde tüketebilirsiniz:

YARIM ÇAY KAŞIĞI...
* Elma ve haşlanmış armut dilimlerinin üstüne serpin.
* Hindistan mutfağının tatlarını elde etmek için yemeklerinize ekleyebilirsiniz.
* Bir tarçın çubuğunu çayınıza, sıcak çikolatanıza veya sıcak soya sütünüze koyun...
* Keklerin ve tam tahıl ekmeğinden yapılmış tostların üzerine bol bol serpin.
* Sabah kahvaltısında yediğiniz yulaf ezmesine ya da meyve suyuna da rahatlıkla ekleyebilirsiniz...
* Masada tuz ve karabiberliğin yanına bir de tarçın kabı koyun ve bunu, tuz gibi yemeklerinize ekleyin...
 

Sabah gazetesinten alıntıdır

Bu ağacın kendi de meyvesi de şifa kaynağı
Uyuyamayan ve böbreğinde taş olanlar mutlaka için.
 
 
  • Haber Tarihi
    10 Kasım 2008
  • Bugün Gazetesinden alıntıdır
 
 
Uzmanlar kızılcık meyvesinin yaprağı, ağacının kökü, gövdesi ve kabuğuyla adeta bir şifa kaynağı olduğunu, kızılcık meyvesinin yaşam kalitesini yükselttiğini ve uyku problemi yaşayanlara iyi geldiğini vurguladı. Hava karardıktan sonra beyinde salgılanan melatonin adlı hormonun yaşam ritmini arttırdığına dikkat çeken uzmanlar bu hormon eksikliğini yaşayan kişilerin melatonin ilaç takviyesi yapabileceğini kaydetti. İşte uzmanların dilinden kızılcık meyvesinin faydaları:

"Melatonin ilaçlarının bir çoğu kızılcıktan yapılır. Uyku sorunları olan kişiler gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içmelidir. Kan pıhtılaşmasını düzenler. Kızılcık kabuğu ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu geçiren bayanların bu sorununa yardımcı olur. İdrardaki asit miktarını arttırır, böbrek taşlarının tedavisinde kullanılır. İdrardaki ağır kokuları da giderir."












Her gün yemeniz gereken 9 yiyecek Mehmet Öz'ün çok önemli '9 yiyecek' tavsiyesi...
 

Haber Tarihi: 1 Kasım 2008

Dünyaca ünlü Prof. Mehmet Öz'ün çok önemli "9 yiyecek" tavsiyesi: Gerekli besinleri içeren yiyecekler almak istiyorsanız, sebze ve meyveleri rengine göre seçin. Dış tarafı parlak ve koyu renkli olan yiyecekler daha zengin besin içerir. Elma, muz, böğürtlen, brokoli, havuç, turunçgiller, yabanmersini, koyu renkli fasulyeler, incir, şeftali, kırmızı lahana, kırmızı biber, ıspanak, tatlı patates ve domates... Her gün bu sebze ve meyvelerden en az 9'unu tüketmeyi hedefleyin. Bu tarz bir diyet, vücudunuzun kanserle, diyabetle ve erken yaşlanmayla savaşmasına yardım eder. 

Ispanak, domates ve pazı cilt yaşlanmasının en etkili ilaçları

Dr. Ece Hattat
Cildim güneşten çok etkileniyor. Cildimi koruyabilmek için tüketmem gereken belli başlı gıdalar var mı? Vitamin işe yarar mı? Yelda Ç./İstanbul

Yaz aylarında cildinin kuru, donuk ve soluk göründüğünden; ince çizgi, kırışıklık ve hatta lekelerle dolu olduğundan yakınanlar artıyor. Son dönemde özellikle kozmo-farmasötik ürünler cilt sorunuyla savaşmakta önem kazandı. Bu ürünler cilt yaşlanmasında büyük rol oynayan güneş, sigara, kimyasallar gibi çevresel zararlıların yarattığı serbest radikallerle savaşmakta ilaç gibi etki gösteriyor. Bu ürünlerin içerdiği alfa lipoik asit, koenzim Q10, likopen, C vitaminin yağda eriyen formu olan askorbil palmitat, üzüm çekirdeği özütleri, nar ekstresi ve yeşil çay özütleri gibi maddeler; cilt yaşlanmasını yavaşlatmakta oldukça etkili. Bu maddeleri içeren ürünlerin, kozmetiklerden daha kalıcı çözümler ürettiği de biliniyor.

LEZZETLENDİREBİLİRSİNİZ
Ancak cildinizi içten beslemediğiniz sürece, bu yöntemler asla yeterli olmayacaktır. Cildinizi içten besleyebilmek için öncelikle su içme alışkanlığı kazanmalısınız. Su içmeyi sevmiyorsanız suyun içine katacağınız salatalık, limon, elma, karpuz dilimleri veya nane, maydanoz gibi sebzelerle suyu lezzetlendirebilirsiniz. Antioksidan içeriği yüksek olan sebze ve meyvelerden de bol bol tüketmelisiniz. Bununla birlikte protein, kompleks karbonhidratlar ve önemli yağ asitlerinden zengin bir beslenme planı oluşturmanız da oldukça faydalıdır.

TAHIL VE SÜT TÜKETİN
Beslenmenize siyah ekmek, kepekli makarna, kepekli pirinç gibi tam tahılları; mercimek, kurufasulye, bezelye gibi bakliyat grubu besinlerini ve yoğurt gibi süt ürünlerini eklemeyi unutmamalısınız. Omega-3 yağ asitlerini içeren balık ve ketentohumu; alfa lipoik asit içeren ıspanak, pazı ve karnabahar; likopen içeren domates, koenzim Q10 içeren baklagiller ve birtakım balıklar ile yeşil çay cilde özellikle yararlıdır. Güneşin cildiniz üzerinde istenmeyen etkiler yaratmasını önlemek için ayrıca; C, E ve B grubu vitaminlerini, çinko, magnezyum ve selenyum gibi mineralleri ve alfa lipoik asit, koenzim Q10, l-karnitin veya likopen gibi antioksidanları içeren besin desteklerini de kullanabilirsiniz. 

Güneşten besin takviyeli hapla korunun

Kremlerin yeterli olmadığı durumlarda, cildinizi güneşin zararlı etkilerine karşı besin takviyeleriyle koruyabilirsiniz. Tarım Bakanlığı onaylı besin destek ürünleri; içerdikleri vitamin, mineral, Omega 3, antioksidan ve probiyotik çeşitleriyle cildi güneşten koruyor. Vitamin ve mineral tabletlerde bulunan A ve C vitaminleri güneş ışınlarının yaşlandırıcı etkisini engelliyor. E vitamini ise cilt kırışıklıklarını hafifletiyor. Omega 3 cildin gençleşmesini sağlarken, antioksidan tableti cilt yapısının bozulmasını engelliyor. Probiyotik tableti ise cildin doğal savunma gücünü arttırıyor. 

Yüksek kolesterol sağırlığa yol açıyor

İlerleyen yaşla birlikte, insanların işitme duyusu iyice zayıflıyor. Bu durumun nedenleri şu şekilde sıralanıyor: İşitme sinirinin yaşın ilerlemesi ile birlikte işlevselliğini kaybetmesi, beyindeki işitme merkezinin özelliğini ve işlevini yitirmesi, kulağa giden damarların; damar sertleşmesi, hiper tansiyon veya yüksek kolesterol düzeyi gibi nedenlerle özelliklerini yitirip, artık eskisi gibi çalışmaması. Bu sorunları yaşamamak için düzenli olarak doktora gitmek gerekiyor. 

Güneşe çıkarken sıkılan parfüm ciltte leke oluşumuna yol açar

Seda KOYUNCU
11.07.2008
Kadınlar, yazın güzel kokmak için parfüm sıkıyor. Ama uzmanlar güneşe çıkarken sıkılan parfümün ciltte leke yarattığına dikkat çekiyor..
Yaz aylarında parfüm ve kozmetik ürünlerinin kullanımı başınıza hiç ummadığınız sorunlar açabilir. Mersin Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Türsen, bu konuda şu uyarılarda bulundu:
* Boyun bölgesine parfüm sürülmesinin hemen ardından güneşe çıkılmamalı. Yoksa cillte kırmızı lekeler oluşabilir. Bu lekeler, kalıcı sorunlara neden olabilir.
* Parfüm sürdükten hemen sonra güneşe çıkılması gerekiyorsa, vücuttaki güneş gören boyun, kol, el üstü ve yüz gibi bölgelere güneş ışınlarına karşı koruyucu etkisi olan kremler sürülmelidir.
* Krem sürülse bile dışarı çıkmak için en az 15 dakika beklenmelidir. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması gereken durumlarda, koruyucu kremler 2-3 saatte bir yenilenmelidir.
* Bu tür lekeler genel olarak tedavi ile biraz solabiliyor. Ama engellemek için önlem almak daha önemli. Kortizonlu kremle, kırmızılaşan bölgelerin renklerinin solması sağlanabiliyor.
* Lekeler kalıcı hale gelse bile, onları leke giderici kremler ve lazer ile tedavi etmek mümkün.
* Güneş ışınlarına karşı, koruyucu krem kullanmanın yanı sıra geniş şapkalar ve sık dokunmuş elbiseler giymek de faydalıdır.
* Güneşin etkili olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında, dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir. 

Yaz depresyonuna karşı önlem alın!

11.07.2008
Yazın başından beri canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Hep uyuyorum. Kendi mutsuz hissediyorum. Sizce bunun nedeni nedir? Yasemin R./İzmir

Memorial Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog Ayşe Elif Orhon, yaz aylarında yaşanabilecek yaz depresyonuyla ilgili bilgi verdi:

* Bu depresyon genellikle 20 yaşın altındaki kişilerde görülür.

* Kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazladır.

* Birine yaz depresyonu tanısı konması için her yıl aynı zamanlarda belirtilerin tekrar ediyor olması gerekmektedir.

* Nedenleri kesin olarak bilinmese de, güneş ışığının önemli rol oynadığı söylenmektedir.

* Geçmişte yaşanan travmatik bir olay, her yıl aynı dönemlerde tekrar hatırlanabilir ve mevsimsel depresyon yaşanmasına yol açabilir.

* Stresten mümkün olduğu kadar uzak durulması, bu dönemin rahat atlatılmasına yardımcı olur. Bir uzmandan destek alınması da faydalı olacaktır. 


Sabah'ın sağlık köşesinden alıntıdır.




Kimyasal boyalar mı yoksa doğal boyalar mı tercih edilmeli?

Saç boyalarında zararlı 22 kimyasal var



Kadınların aynaya baktıklarında haklı olarak kendinde bir değişiklik görmek istiyor. Bunun da en popüler yolu saç rengini değiştirmek. Ancak saç rengini değiştirirken kanserojene dikkat edilmeli

Saç rengini değiştirmek, beyazları gizlemek veya sadece bir ışıltı yaratmak için, kimyasal boyaların mı yoksa doğal boyaların mı tercih edilmesi konusunda uzmanlar uyarıyor.
Saç sağlığına zarar vermeden nasıl kullanmak gerektiği konusunda dermatologlar, saçın canlı bir organizma olmadığı için sacı oluşturan "Protein yüzde 83-87, Nem yüzde 3, Tuz, Şeker, Yağ Asidi, Saçın ve cildin ideal pH seviyesi pH 4,5 - 5,5 arası" beş temel elementin önemine dikkat çekiyorlar.
Dermetologla, doğal boyaların saçı kuvvetlendirdiğine dikkat çekerken, en bilinen doğal boyanın kına olduğu ve bunun çivit, papatya gibi diğer doğal boyaların saç sağlığına verebileceği tehlikelerin hiçbirini bulundurmadığını belirterek, sarıdan kırmızıya kadar çeşitli renklerde üretilen dogal boyaların hammadesi de kınanın oluşturduğuna işaret ediyorlar. Dermotologlara göre, ancak kına fazla bir renk seçeneği sunmadığından bazı üreticiler kına ile çivit gibi farklı karışımlar yoluna gidiyor.
Bu nedenle dermatologlar, şu uyarıda bulunuyorlar:
"o Doğal olduğu iddia edilen ürünlerde BDIH (kontrol edilmiş doğal kozmetik) sertifikası aranmalı. Sentetik koku, renk ve konserve edici madde parafin ve diğer petrol kökenli maddeler içermemeli. Ambalajında "organik" yazan her boyanın organik olmadığı, özellikle kimyasal saç boyası kullanmaları kadın-doğum uzmanlarınca önerilmeyen hamile kadınlar bu konuda dikkat etmeli."
Kimyasal boyaların "Direkt, Kalıcı ve Ton Sür" olarak çeşitlendiğini kaydeden dermotologlar, saçın renginin açılmasına, beyaz saçların örtülmesine izin vermeyen direkt boyalardan ve kalıca boyalar olarak bilinen saç teline nüfuz eden oksidasyon boyalardan mümkün olduğunca kaçınmak gerektiğini anlatan dermotologlar, "saç boyaları kanserojen mi" sorusunu şöyle karşılıyorlar:
"oSaç boyası üretiminde kullanılan kimyasallardan 22 tanesi Avrupa ülkelerinde yasaklandı. Amerikalı bir çevre örgütünün incelemesinde birçok saç boyasının "çok zararlı" olduğu görüldü. Bu 22 kimyasal maddeyi içeren boya saça sürüldüğünde zarar veriyor."

SAÇ BOYASINDAKİ ZARARLI 22 MADDE
o 6-Methoxy-2,3-Pyridinediamine
o 2,3-Naphthalenediol
o 2,4-Diaminodiphenylamine
o 2,6-Bis(2-Hydroxyethoxy)-3,5-Pyridinediamine
o 2-Methoxymethyl-p-Aminophenol
o 4,5-Diamino-1-Methylpyrazole
o 4,5-Diamino-1-((4-Chlorophenyl)Methyl)-1H-Pyrazole Sulfate
o 4-Chloro-2-Aminophenol
o 4-Hydroxyindole
o 4-Methoxytoluene-2,5-Diamine
o 5-Amino-4-Fluoro-2-Methylphenol Sulfate
o N,N-Diethyl-m-Aminophenol
o N,N-Dimethyl-2,6-Pyridinediamine
o N-Cyclopentyl-m-Aminophenol
o N-(2-Methoxyethyl)-p-phenylenediamine
o 2,4-Diamino-5-methylphenetol
o 1,7-Naphthalenediol
o 3,4-Diaminobenzoic acid
o 2-Aminomethyl-p-aminophenol
o Solvent Red 1 (CI 12150)
o Acid Orange 24 (CI 20170)
o Acid Red 73 (CI 27290)

SAÇ BOYASI BU HALE GETİRDİ

13 yaşındaki Lois Queen sadece saçını boyamak istemişti.Dünyaca ünlü bir markanın boyasını alan Lois, saçını boyamakla kalmadı, yüzünü mahvetti

Daily Mail gazetesinin haberine göre, Londra'da yaşayan çocuk yaştaki kız, saçlarının rengini değiştirmek istiyordu.
Ancak değişiklik neredeyse hayatına mal oluyordu.
Kutudaki boya talimatlarını bir bir yerine getiren ve saçını boyayan küçük kız, 48 saatlik alerji testini de dikkate alarak işlemi gerçekleştirdi. Üç gün sonra yüzü gözü şişmeye başladı. Durumdan korkan annesi kızını hastaneye götürdü ve doktorlar Lois'e çeşitli alerji testleri uyguladı.
Lois yüzündeki acıyı şöyle tanımlıyor "Önce gözlerim kızardı ve yanmaya başladı. Ardından şişti. Ertesi gün gözlerimi zar zor açabiliyordum. Çok acı vericiydi. Kör olacağımı sandım. Babam bir uzaylıya benzediğimi söyledi"
Sadece güzel görünmek isterken yaratığa dönüştüğünü belirten Lois, bütün bir hafta okula gidememiş, yemek bile yiyememiş. Lois Queen'in annesi kızının bir daha saçını boyamak istemediğini ve gerçekten de çok korktuğunu söylüyor. 

Kansere karşı limon sarımsak ve ketçap
İNGİLİZ Men’s Health dergisi, kanser riskini azaltmak için üç gıdanın özelliklerine dikkat çekti

Sarımsak: İçindeki kanserle savaşan enzim allinase, sarımsak doğrandıktan sonra 10 dakika bekletilirse daha etkili oluyor.

Limon: Haftada bir yemek kaşığı limon suyu içmek içindeki D-limonene maddesi sayesinde cilt kanseri riskini yüzde 30 düşürüyor.

Ketçap: Katkısız ketçap, domatesten iki kat fazla kanserle savaşan lycopene maddesi içeriyor

Bugün 72 ziyaretçi (89 klik) kişi burdaydı!
Pagerank PageRank

Sitetistik
Tags Kardeş Siteler: Grafiklen.Tr.Gg Site Sahibi: Kutay Nurel
Site Açılış Tarihi:02 Ağustos 2009 Pazar

EmailKutayNurel FaceBook Ziyaretçi Defteri




/ Site Menüsü ...
Tema Seçiniz...
  • Üyeler » 52
  • Kategoriler » 16
  • Toplam Tema » 301
Tema Seçiniz...
  • VoidVoid « Default
  • LifeYeşil
  • EarthEarth
  • WindWind
  • WaterAteş
  • FireAteş
  • LightLight

İletişim



    Her Türlü Durumda Bizimle İletişim Kurabilirsiniz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol